18 Temmuz 2012 Çarşamba

Masal gibi Alaçatı 2012

Bu sene yapacağım tatil için yüzlerce fikir ürettikten sonra Alaçatı kararı aldım... Her zaman ki Bodrum tutkusunu bıraktım,Kıbrıs seçtim. Planladım,organizasyon yaptım ama bir anda kendimi Alaçatı'da buldum :)

İlk yalnız seyahat deneyimim oldu.. (Kısmen yalnız)

Alaçatı butik otel cenneti ve aralarından seçim yapmak imkansız.. Gözümü kapattım ve otelimi seçtim ve seçimim yine çok başarılı oldu.Biraz sakinlik biraz renklilik istiyorsunuz paylaşacağım otel konusunda fikriniz sabit olsun. Alaçatı'nın kalbinde yer alan bu minik otel benim için çok güzel bir deneyim oldu.
Masala butik otel 6 odadan oluşuyor ve Temmuz ayında oda bulmak imkansız,bu yüzden 1 ay önceden rezervasyon yaptırmanız lazım ya da benim gibi şansınıza güveniyorsanız 3 gün kala arayın :) o zaman ben size Temmuz ayı yüksek sezon fiyatını da söyleyeyim :) Alt kattaki ( giriş kat ) odalar Mint ve Grappe gecelik oda fiyatı 260 TL,üst kattaki odalar ise 280 TL. oda konseptleri arasında bir fark yok. sadece M2  bakımından fark göreceksiniz. Ama fiyatlandırma karşılığında güzel bir taş odaya ve mükemmel bir sabah kahvaltısına sahip oluyorsunuz ve tabi ki son derece güzel Kurabiyeler ( hepsi el yapımı ) ve benim gibi kahve severler için tüm kahve çeşitleri sizin :)
www.masala.com.tr

Mint'den bir kare

 ... ve sabah kahvaltısı zamanı geldiğin de işte benim için en önemli öğün.. İzmir'de olduğunuz da Tulum peyniri olmadan bir kahvaltı düşünülemez.. Özel kendi yapımları olan sosdan bahsetmek istiyorum. Kurutulmuş domates ve kurutulmuş kırmızı biberleri nar eksişi ile ve birazda sızma yağ ile harmanlamış ve harika bir kahvaltılık sos oluşturmuşlar,damak zevkime en uygunu buydu,bir de lor peyniri ile reçel olayı var o beni pek cezbetmedi.
Her sabah demişbaş kahvaltınızın yanında değişik sunumlar vardı,Otlu omletler,bruschetta ve minik değişiklikler ile kahvaltınızı canlandırıyorlar.

Tatilinize arabasız çıktıysanız eğer Alaçatı'da bunu da düşünmüşler.. Bisiklet ile seyahat ediyorsunuz. Ben Naciye Teyze Konağı'ndan kendime bisiklet kiraladım ve tüm alaçatı'yı bisiklet ile keşfettim. Sokaklarda kayboldum ama bir şekilde otelimin önünde buldum kendimi.. Alaçatı da her sokak başka bir hayat ve paralel sokak kültürü biraz uzak :)

tabi ki bisiklet ile seyehat edemeyeceğiniz yerler de mevcut.. Mesela Ayayorgi koyuna gitmek isterseniz bisiklet ile imkansız. Ben araba ile Ayayorgi koyunda 3 gün geçirdim..İzlenimlerim Alaçatı kültüründen uzak İstanbul kültürüne yakın bir koy.

İlk üç günümü Marrakech'de geçerdim..


Öncelikle Marrakech insanları seçerek alıyor,Rezervasyon ile gitmenize gerek yok ama geç kaldığınız da yer kalmıyor ve sizi geri çevirebilirler.. Arabanız ve siz önemlisiniz :) Bayanlar konusunda sıkıntı yaşattığını görmedim ama erkekler bu konu da biraz daha şansızsız .. İçeri gidiğimiz sırada gelen 3 erkek geri çevrildi.sebep nazikçe yer olmadığı konusunda.. Marrakech'e gitmeden önce edindiğim bilgilerde garsonlarının çok kaba olduğu yönündeydi fakat ben bunun aksini gördüm. Gayet kibar ve yardımsever çalışanlara sahipler ve ikram konusunda yönetimi tebrik etmek lazım.. İhtiyacınız olan her şeyi imkan dahilin de size sağlıyorlar.Gün için de Meyve ikramları sınırsız ve akşam üstü soyulmuş ve tuzlanmış salatalıklar size ikram ediliyor..

Sole&Mare için Marrakech rakip olarak gösteriliyor ama fark ortada .. !!

Gelelim Marrakech gecelerine.. Müzik tarzı İstanbul'u pek aratmıyor,Konsept belli zaten ama tuhaf olan insanlarımızın eğlenme şekli.. Son hız yabancı pop ile eğlenen insanlarımız bir an da Fatih Ürek şarkılarına eşlik etmeye başlıyor,DJ bu konuda insanların tarzını çözmüş.ben pek hoşlanmadım bu durumdan ve eğlence hayatımı ayayorgi koyunda bıraktım otelime geri döndüm..

Benim tavsiyem bu sene açılan TEKTEKÇİ'ye gitmeniz yönünde.. Alaçatı'nın içinde eğlenebileceğiniz samimi bir ortam ... İç iç nereye kadar ama :) hafif alkol alarak ne kadar sarhoş olabilirsiniz ki :)


Hepsini içtim ve bir o kadar daha içtik ama :) hiç bir şey olmadı bize ! Gece bitti ama biz hala cin gibiydik :)

Ayayorgi günlerimizden sonra daha sakin bir seçim olan Ilıca'ya yöneldik.. Ilıca ile Alaçatı 3 km mesafede..
Diğer günlerim de bisiklet ile Ilıca'ya çok rahat ulaştım.. Ilıca'ya giriş yaptığınız da sizi tüm gökemi ile Sheraton Oteli karşılıyor.. Yol boyunca kendinizi Mykonos sokaklarında yürüyor gibi hissediyorsunuz.. Ve Ilıca turkuaz renkleri ile sizi çağırıyor.. İlk mavi bayrak almasının hakkını sonuna kadar veriyor.. Halkımız onu ne kadar temiz tutmasa da hala görkemi ile düya plajlarına taş çıkartır..




 Diğer tüm günlerimi Ilıca'da geçirmeye karar verdim.Sheraton ve Çeşme Plus+ beach kullandık ve 1 kez de halk plajını kullandık.. Hepsi birbirinden keyifliydi..

Akşamları Alaçatı'nın içinde dolaşmak Taksim İstiklal de dolaşmaktan daha zor... Beni en sevindiren ise Alışveriş yaptığım butiğin Alaçatı'da bir şubesinin olmasıydı.. Sueno Butik ( Elif Topali )


.. ve Alaçatı sokaklarından manzaralar
Falım iş birliği ile ...








Asma Yaprağı-uğranması gereken bir lezzet !

Asma Yaprağı ..................

Ege'nin lezzetlerini istiyorum diyorsanız eğer mutlaka gitmelisiniz.. Ama bunun için de 1 hafta önceden rezervasyon yaptırmanız lazım.. Çünkü her akşam 1 masa bile boş kalmıyor..ve rezervasyonsuz kim olursanız olun yemeklerini deneyemiyorsunuz :)

Otelimin rahat alanını paylaşmadan Alaçatı anıma son veremeyeceğim..







                  Sakız reçeli almadan dönmeyin,sevdiklerinize İmren'den Sakızlı kurabiye alın.. 

                                                Kırmızı Ardıç Kuşunda Şarap için!
                                             Köşe Kahve'de Sakızlı türk kahvesi için
                                                       İmren'de Sakızlı Tatlı deneyin !
                               Veli Usta'da Dondurma yemeden dönmeyin :) (Mavi ve sakız )
                                                 Ilıca'da Dost Pide ( kesinlikle harika )
 
... ve tüm izlerimle Alaçatı'ya veda ettim !
(Alıntıdır)





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder